Genelleme yapmadan kendi hayatımdan girip, tamamen kişisel konuşacağım. Belki sana da dokunur, belki de ne bahsettiğim hakkında fikrin olmaz. Herkes her yerde, her fırsatta konuşuyor, anlatıyor, akıl veriyor, dünyayı kurtarıyor sonra en baştan kendini ve tüm sözlerini küllerine kadar yakıp yıkıyor. Bu seferlik de ben çakıyorum kibriti..
Galiba hayatta bazı dönemler var seni hızla değiştiren, geliştiren ve eğiten. Yaşadığım en yoğun "eğitim"lerin birinden çıkmış olarak, kaybettiğim aklımı bulmuş, ayağım yere basarak, değişmiş, büyümüş bir ben olarak merhaba diyorum sonbahara, sevdiğim, beklediğim, kendimi iyi hissettiğim aylara...
İçi boş sevgi sözcüklerinin anlamsızlığını öğrendim, mesafelerin hiçliğini. Gerçekten sevmenin ne demek olduğunu, zamansız dostluğu, insanlığın ne kadar bencil, bencilliğin ne kadar "acılı" olduğunu öğrendim. Farklı olana kızmanın ne kadar saçma olduğunu, herkesin benzersiz olduğunu görünce, yani biraz geç kalmış olarak anladığımda, vücudumdaki tüm sinirler alınmışçasına rahatladım. Kafanda sonsuz diye nitelendirdiğin şeylerin son kullanma tarihleri gelip de geçtiğinde; miyadı dolan her ne ise ondan vazgeçtiğinde; geride bıraktığın şeyin bir kayıp değil, koskoca bir "ders" olduğunu aklıma yazdım. Küçük aklımla hırs yaptığım şeylerin benim huzurumu kaçırmak dışında kimseye bir faydası olmadığını anladım, konu her ne olursa olsun karşımda muhatap yoksa, benle aynı şiddette biri o yola baş koymamışsa olası tek sonucun yıkıcı olacağını kabul ettim, kendimi bıraktım.
Günün sonunda ne mi oldu? Ben kovaladıkça kaçan hayat, bu sefer ayaklarımın altına serildi. Düşünmeye çekineceğim fırsatlar kapımı çaldı. Ben sustum, susmayı öğrendim, insanlar önce çığlık çığlığa bağırdı; sonra çıt çıkarmadılar. Omuzlarım hafifledi. Yüklerim azaldığı için değil, yüklenmeyi öğrendiğim; desteği hissettiğim için.. Tek kelime etmeden saatlerce konuşmuş olduk, seni anladım. Aklın, kalbinle yan yanaysa hata yapmanın imkansız olduğunu anladım. Sevginin karşındakinin yaptığı veya yapmadığı hiçbir şeyle alakası olmadığını, senin içinde kendi kendine yaşadığın birşey olduğunu anladım. Kalabalığın ortasında yapayalnız kalındığını, o kalabalığın yavanlığını, yalnızlığın, elimdeki kitabın, gerçek dostun değerini anladım. Sessizliğin kıymetini, başarının zevkini, iyi niyetin hafifletici etkisini yaşadım; şimdi de yazdım.
En sevdiğim mevsim başlıyor. Sizin yazınız bitti ama benim baharım daha yeni başlıyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder